Jump to content
  • Откройте аккаунт на Диспуте за 5 минут

    Продаете недвижимость, машину, телефон, одежду?  Тысячи  просмотров ежедневно на dispute.az  помогут вам. Бесплатная доска обьявлений.

Risayeli Nurun Tengidi


murtada2

Recommended Posts

  • Replies 115
  • Created
  • Last Reply

men size bir kitab gonderecem, orada Seid Nursinin ne geder manyak, xeste oldugunu goreceksioniz,
Kitab Turkiyede professorlar terefinden yazilib ve Sedi Nursinin butun kitablari incelenib ve netice verilib.
axmagligdan basga bir sey deyildir.

Link to comment
Share on other sites

Risaleyi Nurun ic uzu(Turk dilinde)

ÖN SÖZ

Hamd, Allah içindir. Ona hamdederiz, ondan yardım dileriz, günahlarımızı bağışlaması için ona yalvarırız. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden ona sığınırız. Allah’ın hidayet ettiğini saptıracak, saptırdığına da hidayet edecek yoktur. Allah’tan başka ilâh bulunmadığına şehadet ederiz. Muhammed’in onun kulu ve elçisi olduğuna da şehadet ederiz. Allah’ın salât ve selâmı, kendisinden sonra ne bir nebi ne de bir resul gelecek olan Hz. Muhammed’in ve tertemiz âlinin üzerine olsun.

Şüphesiz ki, sözlerin en güzeli Allah’ın Kitabı; yolların en güzeli Muhammed’in yoludur. İşlerin en kötüsü ise dinde sonradan çıkarılan şeylerdir ve her bid'at bir sapıklıktır. Bundan sonra deriz ki:

Meselelere birden fazla bakış açısı yerine tek bir açıdan bakmak, birçok gerçeğin ayrımına varamamak sonucunu doğurmaktadır. Hemen her meselenin birden fazla boyutu vardır ve bunlar ancak muhtelif yerlerden bakıldığında fark edilebilir. Düşünce sistemleri, aynı meselede hem ilmen hem de amelen faydalanılacak farklı seçeneklerin var olduğunu gösterir. Bunun da ilk şartı, bu sistemlerin ve sunduğu seçeneklerin tanınması, iyi bilinmesidir. Alternatifler ancak bu suretle analiz edilebilir, karşılaştırmalı bir yaklaşımla değerlendirilebilir.

Her insan hata edebilir; hatadan masun olan yalnızca yüce Allah’tır. İsmet ise, peygamberlere mahsustur. Kur'an dışında hiçbir kitap da sehivden arî değildir. İslâmî tenkit düşüncesi; bunu pratiğine de yansıtmış, binlerce eserden müteşekkil muazzam "Reddiye" edebiyatıyla beşer mahsulü her kitabın sorgulanıp tenkit edilebiliceğini ortaya koymuştur. İşte meselemiz tam da bu noktada başlamaktadır. Tetkikimiz; Said Nursî ve şakirtlerinin, Nur Risaleleri’nin bir beşer eseri olmadığı, bilâkis "münzel" olduğu yolundaki iddialarının mihenge vurulması gayretidir.

"Üstat" kabul edilen birinin de hata edebileceğini, ancak ve sadece doğru olana icap edilmesi ve yanlışların ise reddedilmesi gerektiğini kabul edebilmek, olgunluğun bir göstergesidir. Unutulmamalıdır ki, Müslümanın yıkamayacağı hiçbir tabu, hiçbir mitos olmamak gerekir.

Nur Risaleleri, bize göre tenkit edilmesi gereken bazı iddialar içermektedir. Yapmak istediğimiz sadece, bunların eleştirisidir. Kitabımız, sırf ilmî endişelerden ötürü yazılmıştır. Amacımız, Nur Risaleleri’nde ele alınan bazı konuların, farklı mesleklerdeki Müslümanlarca nasıl değerlendirildiğini sergilemektir.

Said Nursî’ye ve Nur Risaleleri’ne bu kitaptaki yaklaşımımız; sosyolojik veya tarihsel tahlil amaçlı değildir. Dolayısıyla, Said Nursî’nin yaşadığı dönemin şartlarından nasıl etkilendiği, bu kitabın konusu değildir. Ancak, şu kadarını söyleyelim ki, Nur Risaleleri; pozitivizmin ve belki materyalizmin egemen olduğu, halkının dinî inanç ve duygularıyla kavgalı, dayatmacı bir yönetim döneminin ürünüdür. Bu dönemin, Said Nursî’nin birçok kişinin gözünde bir "kahramana, mücahide" dönüşmesinde payı büyüktür.

Kitabımızın serüveninden bahsedecek olursak;

Nur Risaleleri’ni okudukça, haklarında söylenenlerin Said Nursî ve risaleleriyle pek de örtüşmediğini; şimdiye kadar edindiğimiz temel İslâmî bilgilerle bu risaleler arasında neredeyse uçurumlar olduğunu gördük. Böylece Nur Risaleleri’ni ciddî bir tarzda tetkik etmeye karar verdik. İlk işimiz, Risale-i Nur Külliyatı’nı okumak ve notlar almak oldu. Okudukça hayrete düşüyor, parmak ısırıyorduk. İkinci adımı, ana kaynaklar ve muteber kitaplardan uygun olanlarını araştırarak ve yine notlar alarak tamamladık. Nur Risalelerini ve kaynak eserleri okuma işinde kemal derecesine eriştiğimizi iddia etmiyoruz. Fakat, bir satırlık yazıyı yazabilmek için 20’den fazla kitap açtığımız çok zaman oldu. Çoğu sabahı bu kitapların başında bulduk.

Bu araştırmamız sonucunda bir taslak ortaya çıktı. Taslak olgunlaştı ve bugünkü hâlini aldı.

Konuya, Nur Risaleleri’nden ilgili yerlerin aktarımı ile başladık. Bu alıntılamada, titiz olmaya özen gösterdik. Aktarırken cümleleri bağlamdan koparmamaya çalıştık. Nur Risaleleri’nde tümceler genellikle uzun olduğundan, cümlelerin aktarımında bazen cümlenin başından başlanmamış, bazen alınmayan kelime ve bölümler olmuş, bazen de cümle tamamlanmamıştır. Bu durumlar, yay ayraç içinde üç nokta işaretiyle gösterilmiştir. Bu metodu tüm alıntılarda da uyguladık. Nur Risaleleri’nde aynı kelimenin birden fazla şekilde yazımına çokça rastlanmaktadır. Bu yüzden, imlâsını aynen koruduk. Fakat, cevabımızda kaynak olarak kullandığımız eserlerden alıntılarken bunu göz ardı ettik. Bu, kitabımızda bir imlâ bütünlüğü sağlamak amacıyla yapılmıştır. Örneğin, bizim "mana" şeklinde yazdığımız kelime; "ma’nâ, mânâ, mâna, manâ" biçimlerinde de yazılmıştır.

Nur Risaleleri’nden yapılan iktibasların tümü, sadece, Tenvir Neşriyat’ın yayımladığı Risale-i Nur Külliyatından veya Silsile-i Nurdan’dır. Bu tercihimizin sebebi, bir ara Nur Risaleleri’nde tahrif olduğu yolundaki iddialardır. O sıralarda, Risale-i Nur Külliyatı’nda okuduğum iddiaları kime söylesem, kime göstersem "Üstat böyle demez, tahrif vardır!" diyordu. Tenvir Neşriyat ise, hemen her Risalenin "Takdim"inde aşağıdaki ifadelere veya benzerine yer vermiştir:

"Müellif-i Muhterem Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî (R.A.) Hazretlerinin hali hayatta iken neşredilen nüsha esas alınarak bizatihi kendi dest-i mübarekleriyle tashih buyurdukları müsahhah nüshalardan aslına uygun tashih edilerek neşredilmiş bulunmaktadır." ( Bediüzzaman Said Nursî, 6. Diğer Risalelerde de benzeri ifadeler yer almaktadır.)

Bizim, diğer yayınevlerince yayımlanan Nur Risaleleri’nde tahrif olduğu yolunda bir iddiamız yoktur.

Alıntıladıklarımızın kaynağının gösteriminde, risalenin ismiyle ve sayfa numarasıyla yetinmedik. Bilâkis; bu işlemin bizi epey yormuş ve kitabımızın hacmini artırmış olmasına rağmen bölümünü, alt bölümünü, bulabildiğimiz kadarıyla başlığını da gösterdik. Böylece, alıntının Tenvir Neşriyat dışındaki yayınevlerinin Risale-i Nur Külliyatlarındaki yerini de göstermiş olduk. Dolayısıyla, sayfa numaraları tutmasa bile alıntının diğer basımlardaki yeri kolaylıkla bulunacaktır.

Nur Risaleleri’nden aktardıklarımızın tümü sadece Said Nursî’nin sözü değildir; bunların içinde "Nur şâkirdleri, Nur talebeleri, Risale-i Nur talebeleri vb(Örneğin, Şuâlar, 240, Onbirinci Şua/Meyve Risalesi/Isparta’daki umum Risale-i Nur talebeleri namına ramazan tebriki münasebetiyle yazılmış ve onüç fıkra ile ta’dil edilmiş bir mektuptur.)olarak tanımlanan (Said Nursî, kendisinin de bir Nur şâkirdi olduğunu söylemektedir(Örneğin, Sikke-i Tasdîk-ı Gaybî, 58, Parlak Fıkralar ve Güzel Mektuplar/Aziz, Sıddık Kardeşlerim! Emirdağ’ında Kardeşiniz Said Nursî.)kişilerin sözleri de vardır. Zaten Nur Risaleleri, bunların tümünden oluşmuştur. Dolayısıyla, aktardığımız bazı ifadelerin Said Nursî’ye ait olmadığı, binaenaleyh bunlardan sorumlu tutulamayacağı yolunda ileri sürülecek bir iddia geçersizdir; çünkü bunlar Said Nursî’nin onayı ile Nur Risaleleri’ne alınmıştır. Hatta, bunların hangi risalenin neresine konacağını bile Said Nursî belirlemiştir.(Örneğin, Şuâlar, 240, Onbirinci Şua/Meyve Risalesi/"Isparta’daki umum Risale-i Nur talebeleri namına ramazan tebriki münasebetiyle yazılmış ve onüç fıkra ile ta’dil edilmiş bir mektuptur"dan hemen sonra yer alan Said Nursî’ye ait paragraf.)
Nur Risaleleri’nin cümleleri sadeleştirilmemiş, özgünlüğü korunmuştur(Tabiî ki, bizim bu konuda güttüğümüz amaç Nurcularınkinden farklıdır. Onlar, Nur Risalelerinin geldiği (!) gibi kalmasını gerekli görüyorlar; tashih hususunda ona herhangi bir müdahaleye izinli olmadıklarını (izin hususuna Said Nursî kendisini de dâhil etmektedir) ifade ediyorlar. Bak. [url="http://www.ittihad.com.tr"]http://www.ittihad.com.tr[/url] (Risale-i Nur Sadeleştirilebilir mi? Meselesi)
Gerekli görülen birkaç yerde, ayrı yazı tipi kullanılarak ya çeviri yapılmış ya da sözlük anlamı verilmiştir. Alıntıların okur tarafından anlaşıldığı öngörüldüğünden, zorunlu birkaç istisna dışında bu tümceler açıklanmamıştır. Bizce, münevver Türk Müslümanı Nur Risaleleri’nin dilini de kavrayabilmelidir. Unutulmamalıdır ki, sözlükler, baş ucu kitaplarındandır. Gerçi, Nur Risaleleri’nin dili; bol terkipli, ağdalı, ağır, çetrefilli, hatta çoğu kez anlaşılmazdır. Hem anlamla hem de dilbilgisiyle ilgili anlatım bozukluklarıyla doludur. Yazım kurallarıyla ve noktalama işaretleriyle ilgili yanlışlıklardan hiç bahsetmeyelim. Her ne kadar Kur'an-ı Kerim, "Nur Risaleleri’nin Türkçe olmasını tahsin eder ve Arabî olmayarak Türkçe olmasını takdir eder"se de (?); o risaleler, Türkçe bakımından tam bir felâkettir. Bu kadar risaleyi Said Nursî’ye yazdıranın (?) Türkçeyi pek de iyi bilmediği anlaşılmaktadır. (Şuâlar, 219, Onbirinci Şuâ/Meyve Risalesi/Bu Onuncu Mes'eleye Bir Hâtime Olarak İki Hâşiye; Siracü’n-Nûr, 62, Otuzbirinci Mektuptan Yirmialtıncı Lem'a/İhtiyarlar Hakkında/Onbirinci Rica; Îman ve Küfür Muvazeneleri, 111, Meyve Risalesi’nden/Onuncu Mes'elenin Hâtimesi Olarak İki Hâşiye/Birincisi.)

Nur Risaleleri’nden alıntıladıklarımız, uzun ve fazla telâkki edilebilir. Bu nakillerden amacımız, Nur Risaleleri’nin konuyu nasıl takdim ettiğinin tam olarak ortaya konulmasıdır. Bununla birlikte, hemen aynı ifadelerin yalnızca bir-ikisini aldık. Nur Risaleleri’nden alıntılardan sonra, farklı kaynaklardan aynı konu ile ilgili yerleri aktardık. Cevaplarımızda çoğu zaman, Nur Risaleleri ile konu arasında bağ dahi kurmadık. Zorunlu olmadıkça, araya girmedik. Hatta bazen, Nur Risaleleri’nden alıntıladıklarımıza herhangi bir yorum bile getirmedik.

Bu kitaptan asıl gayemiz; -olanaklar elverdiği ölçüde bir başlık altında toplamaya çalışarak- Nur Risaleleri’nden alıntıladığımız konunun, farklı kaynaklarda nasıl ele alındığını ortaya koymaktan ibarettir. Bu yüzden, bu eserin bir derleme olarak değerlendirilmesi bizi asla rahatsız etmeyecektir. Farklı bir yaklaşımımız olmadıktan sonra, konunun bizden önce dile getirilmiş olması, bizi sadece sevindirir. Eserlerinden yararlandığımız âlimlerin sözleri, elbette bizimkinden daha değerlidir. Zaten, sarf ettiğimiz gayret, onların görüşlerini derlemekten ve izlerine uymaktan ibarettir. Çıkarımlarımızda Kur'an’ı, Sünneti ve selef sözlerini kılavuz edinmeye, âlimlerin konuya ilişkin benzer görüşlerini bir araya getirmeye, tutarlılık ve bütünlük içinde kanıtlara dayanmaya çalıştık.

Konuları bölümlendirmek bizim için epey güç oldu. Bir başlık altında incelediğimiz konu, bazen birden fazla bölümü ilgilendirmesine karşın belli bir sınıflandırma yapmak zorundaydık. Bu yüzden birtakım tekrarlarda bulunmaktan kaçınamadık.

Yararlandığımız birçok kaynak, tercüme edilmişti. Bu kaynakların çoğunun orijinaline (İmam Gazalî’nin Fedaihu’l-Bâtıniyye’si gibi) ulaşmak, bizim için çoğu zaman zordu. Ulaşsak dahi, örneğin, Şatıbî’nin Muvafakat’ı gibi zor bir metnin tercümesinde, Mehmed Erdoğan kadar başarılı olamayacağımızı biliyorduk. Bu yüzden, çevirisini hazır bulduğumuz eserlerden faydalanmaktan çekinmedik. Tercümesinden alıntılar yaptığımız bazı eserlerin, -konunun önemine binaen- hem aslından hem de tercümesinden yararlandığımız da oldu. İbarenin önem arz ettiği yerde Arapçasını da ekledik. Yaptığımız iktibasların uzunluğu, kusur olarak görülebilir. Tetkikimizi "aktarmacılık"la eleştirecek olanları haklı gördüğümüzü şimdiden belirtelim. Başımızla beraber...

Alıntı yaptığımız eserlerde, -doğal olarak- diğer kaynaklardan yapılan iktibaslar da yer almaktaydı. Böylece bu, belki iktibasın iktibası oldu. Okur, bu yüzden, ikinci el kaynaklarla karşılaşacaktır. Ne var ki, örneğin, Abdullah Aydemir’in Tefsirde İsrâiliyyât isimli eserinde, kaynaklardan yaptığı alıntıları aktarmayıp tekrar o kaynaklara yönelmeyi de dürüst bir davranış olarak kabul edemezdik. Yazarına güvendiğimiz sürece, bu metodu terk etmedik.

Çeviri eserlerden yapılan alıntılarda bazen anlatım bozukluğu olduğu için, çeviriye ufak tefek müdahalelerimiz oldu. İlgililerden bunu hoş görmelerini rica ediyoruz.

Neredeyse tümü Arapça olan dinî kavramların, şahıs ve kitap isimlerinin sıkça kullanıldığı bir kitapta imlâda bütünlük sağlamanın zorluğu teslim edilecektir. Hele bu imlâda Türkçe imlâ kılavuzlarına uymak daha da güçtür. Biz, -en azından metinde- elimizden geldiği kadar TDK’nin 2000 yılında yayımladığı imlâ kılavuzuna uyduk. Ama TDK, "hükmetmek"in gösterildiği gibi yazılmasını isterken "hamdetmek"in "hamt etmek" şeklinde yazılmasını da istemektedir. İmlâsına aşina olduğumuz Kur'an-ı Kerim’in Kur'anıkerim; "tesbih"in "tespih"; "şehadet"in "şahadet" şeklinde yazımı gibi bizi de rahatsız eden durumlarda ve çoğunlukla isimlerin yer aldığı dipnotlarda ise kılavuza uymadık. Örneğin, metinde "Gazalî" şeklinde yazarken, dipnotta bunu "Gazâlî" şeklinde gösterdik.

Yazım kolaylığı bakımından metinde ve dipnotlarda sık geçen kişi ve kitap isimlerindeki harf-i tarifler (el) çoğunlukla yazılmamış; meselâ, "eş-Şevkânî", "Şevkânî"; "el-Fevaid", "Fevaid" şeklinde yazılmıştır. Arabî metnin çevriyazısında ve dipnotlarda Lâtin alfabesindeki "ā, ū ve ī" harflerini de kullandık. Buna, örneğin, "Aliyyu’l-Karî"nin "ka"sı ile "Şevkânî"nin "kâ"sını birbirinden ayırt etmek amacıyla yer verdik. Dolayısıyla, bunlar "Aliyyu’l-Kārî" ve "Şevkânî" şeklinde yazılmıştır. Hadislerin kaynağı belirtilirken musannıfın ismi kâfi görülmüş, kitabın ismine yer verilmemiştir. Bundan İmam Malik’in Muvatta’ı ile Gümüşhanevî’nin Râmûzu’l-Ehâdis’i müstesnadır. Bu iki kitabın sadece ismi verilmiş, musannıfı zikredilmemiştir. Hadisin hangi bölümde yer aldığına işaret edilmiş, ardından bap ve hadis numarası zikredilmiştir. Örneğin, "el-Buhārî, el-Câmiu’s-Sahîh, Kitâbu’t-Tefsîr, 165’inci Bâb, 208’inci hadis" şeklindeki kaynak, "Buhārî, Tefsîr, 165/208" biçiminde gösterilmiştir.

Metinde açıklanması uygun olmayan birçok hususu, dipnotlarda ele aldık. Bu yüzden, bizce dipnotlar da önem arz etmektedir.

Kitapta kullanılan dile özen göstermeye çalıştık. Zenginlik katması için bazen Osmanlıca, bazen Arapça, kimi zaman Batı kaynaklı, kimi zaman da yeni türetilmiş sözcükleri kullanmaktan kaçınmadık. Dil konusunda herhangi bir saplantımız ve dile yaklaşımımız ideolojik olmadığından, bu konuda kendimizi zorlamadık. Yaygın ve işlevsel terimleri kullanmaya çalıştık.

Bu araştırmamızda hata ve kusurlardan arî olduğumuzu iddia edemeyiz. Hatalar bizden; doğrular Allah’tandır. Biz, ilim ve araştırma denizine bir damla eklemeye gayret ettik. Temiz, arı bir damla... Henüz, o deryaya açılacak kadar yüzme bilmediğimizin, kıyısında bir-iki kulaç atmaya çalışan acemî bir yüzücü olduğumuzun da farkındayız. Bütün bunlara rağmen bu eserin; Sünnet, cemaat ve hadis ehlinin Nur Risaleleri’ne -gecikmiş de olsa- kapsamlı bir reddiyesi olduğuna inanıyoruz.

Biz, bu çalışmamızla belki orduya bir at bağışlayamadık. Yaptığımız, düşmüş bir çiviyi yerine çakma gayretidir. Ama, unutulmamalıdır ki, darb-ı meselde de belirtildiği gibi, bir çivi bir nalı; bir nal bir atı; bir at bir süvariyi; bir süvari bir birliği; bir birlik bir orduyu, bir ordu da bir savaşı kurtarır. Bir savaş ise neleri kurtarmaz ki?

Bu tetkikin sahibi, hayallerdeki ve karanlıklardaki devlerin gerçekte ve aydınlıkta birer cüce olduklarının gösterilmesine küçük bir katkıda bulunabildiyse, kendisini bahtiyar hissedecektir.


Abdullah TEKHAFIZOĞLU
Ankara-2005

Link to comment
Share on other sites

1. BÖLÜM

SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM
1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI

Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde... (Şuâlar, 434, Ondördüncü Şua/Bediüzzaman’ın Afyon Mahkemesi Müdafaası ve Mektupları ve Nur Talebelerinin Afyon Mahkemesinde Yaptıkları Hakikatlı Müdafaalar/Ahmed Feyzi’nin Müdafaasıdır.)

Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve hakaik-ı eşyaya ve esrar-ı kâinata ve hikmet-i İlâhiyeye vâris kılınmıştır ki, şimdiye kadar böyle mazhariyet-i ulyâya kimse nail olmamıştır(Şuâlar, 542, Onbeşinci Şua/Elhüccetü’z-Zehra/Risale-i Nur Nedir? ve Hakikatlar Muvacehesinde Risale-i Nur ve Tercümanı Ne Mahiyettedir Diye Bir Takriznâmedir; Bediüzzaman Said Nursî (Bundan sonra bu kitabı Tarihçe-i Hayat şeklinde göstereceğiz), 579, Afyon Hayatı/Risale-i Nur Nedir? Bediüzzaman Kimdir?)

alelusûl yirmi sene tahsili lâzım gelen ulûm ve fünunun zübde ve hülâsasını üç ayda tahsil ve ikmal etmiştir(
Tarihçe-i Hayat, 34, İlk Hayatı.)

Evet, üç aylık bir tahsili bulunan ve kırk seneden beri Kur'an-ı Kerîm’den başka bir kitapla iştigal etmeyen, yüzotuzu Türkçe, onbeşi Arapça olan eserlerini te'lif ederken hiçbir kitaba müracaat etmediği, henüz hayatta olan kâtipleri tarafından şehâdet edilen, esasen kütüphanesi de bulunmayan, yarım ümmî bir zat
(Sözler, 703, Teşrin-i sâni (1950) de Ankara Üniversitesinde (...) bir konferanstır.)

(...) Medrese usulünce onbeş sene ders almakla okunan kitapları Resâil-in-Nur müellifi yalnız üç ayda tahsil etmiş
(Sikke-i Tasdîk-ı Gaybî, 78, Birinci Şua/İkinci Bir İhtar.)


1.1.1. SAİD NURSÎ’NİN MEDRESE HAYATI

Ciddî bir şevk ile tahsili gözüne aldı ve bu niyetle nahiyeleri İsparit Ocağı dahilinde bulunan Tağ Köyünde Molla Mehmed Emin Efendi’nin medresesine gitti. Fakat fazla duramadı. Hâle-i fıtriyeleri icabı, daima izzetini koruması ve hattâ âmirâne söylenen küçük bir söze dahi tahammül edememesi; medreseden ayrılmasına sebeb oldu. Tekrar Nurs’a döndü. Nurs’da ayrıca bir medrese olmadığından dersini büyük biraderinin haftada bir defa sılaya geldiği günlere hasrederdi. Bir müddet sonra Pirmis Karyesine, sonra Hîzan şeyhinin yaylasına gitti. Burada da tahakküme tahammülsüzlüğü, dört talebe ile geçinmemesine sebeb oldu.
(Tarihçe-i Hayat, 31, İlk Hayatı.)

Yaz olması dolayısıyle, ahali ve talebelerle birlikte Şeyhan Yaylâsına gittiler. Orada, biraderi Molla Abdullah ile bir gün döğüşmüş. Tâğî Medresesi Müderrisi Mehmed Emin Efendi, Küçük Said’e:

-Ne için kardeşinin emrinden çıkıyorsun? diye işe karışmış.

Bulundukları medrese, meşhur Şeyh Abdurrahman Hazretlerinin olması dolayısıyle, hocasına şu yolda cevap verir:

-Efendim, şu tekyede bulunmak hasebiyle, siz de benim gibi talebesiniz. Şu halde burada hocalık hakkınız yoktur! diyerek, gündüz vakti bile herkesin güçlükle geçebileceği cesim bir ormandan geceleyin geçerek Nurşin’e gelir
(Tarihçe-i Hayat, 32, İlk Hayatı.)
Oradan kalkarak meşayih-i âzam mevkii bulunan Gaydâ kasabasına gelir. Orada dahi arkadaşı Molla Muhammed Efendi ile döğüşerek, Molla Muhammed’in hançer çekmesi üzerine gözüne iliştiği baltaya sarılır. O sırada diğer bir talebe başından yaralı düşünce, medrese hayatını terkle pederleri nezdine gelir. Ve pederlerine: "Ben artık büyümedikçe okumaya gitmem. Zira talebeler bütün benden büyüktürler. Onlara gücüm yetinceye kadar evde kalırım." der. Ve o kış ilkbahara kadar evde kalır
(İctimâi Reçeteler I, 9, Tarihçe-i Hayat/Latife.)

Pederinden izin alarak, tahsil yapmak üzere Arvâs Nahiyesine gider. Burada icra-yı tedris eden meşhur Molla Mehmed Efendi, kendisine ders vermeye tenezzül etmeyip, talebelerinden birisine okutmasını tavsiye edince, izzetine ağır gelir. Bir gün bu meşhur müderris camide ders okutmakta iken, Molla Said itiraz ederek:

-Efendim, öyle değil!

Hitabında bulunur. Okutmasına tenezzül etmediğini hatırlatır. Orada bir müddet kaldıktan sonra, Mir Hasan Veli Medresesine gitti. Aşağı derecede okuyan yeni talebelere ehemmiyet verilmemek bu medresenin âdeti olduğunu anlayınca, sıra ile okunması icabeden yedi ders kitabını terkederek, sekizinci kitaptan okuduğunu söyledi
(Tarihçe-i Hayat, 32-33, İlk Hayatı; İctimâi Reçeteler I, 9-10, Tarihçe-i Hayat/Latife.)
Bir gün de Van valisi merhum Tahir Paşa ile (Said Nursî’nin) bir münakaşa-i ilmiyede araları bozulur. Rovelver ile Tahir Paşa’yı vurmak için davranır
(İctimâi Reçeteler I, 25, Tarihçe-i Hayat.)

İmam Gazalî, İhya’nın Talebenin Riayet Edeceği Adap Bölümü’nde şöyle der:

İlimde kibirlenip, hocaya ukalâlık etmemelidir. Bilâkis, bütün mevcudiyetiyle her hususta hocanın emrine girip onun bütün öğütlerini, cahil bir hastanın salâhiyetkâr tabibi dinleyip kabul etmesi gibi dinlemeli ve kabullenmelidir. Ve yakışan daima hocasına karşı alçak gönüllü olup, ona hizmeti bir şeref telâkki etmektir.

Bu yüzden denildi ki:

"Sel, yükseklere düşman olduğu gibi, ilim de kibirlenen öğrencilerin düşmanıdır."

İlim, ancak tevazu göstermek ve dinlemek ile elde edilir.

Gazalî devamla der ki:

Yine talebenin riayet etmesi gereken adaptan birisi de tertibe riayettir.

Bir fenni bitirmeden ondan sonraki fenne geçmemek gerekir. Zira, ilimler zarurî bir tertibe ve tasnife bağlıdır. Bazıları, diğer bazılarına yoldur. Onlardan geçilmeden diğerlerine geçilmez. Muvaffak olanlar, tertibe riayet edenlerdir
(Zeynuddîn Ebû Hâmid el-Gazâlî, İhyâu ‘Ulûmi’d-Dîn, çev. Ahmed Serdaroğlu, Bedir Yayınevi, İstanbul 1989, 1/128-129.)

Gazalî devamla der ki:

Yine talebenin riayet etmesi gereken adaptan birisi de tertibe riayettir.

Bir fenni bitirmeden ondan sonraki fenne geçmemek gerekir. Zira, ilimler zarurî bir tertibe ve tasnife bağlıdır. Bazıları, diğer bazılarına yoldur. Onlardan geçilmeden diğerlerine geçilmez. Muvaffak olanlar, tertibe riayet edenlerdir
(Gazâlî, İhyâ, 1/133)
Talebinin hırçın, kavgacı ve sabırsız olanıysa, elbette istenen sonuca ulaşamaz

Link to comment
Share on other sites

1.2. NUR RİSALELERİ’NİN KAYNAĞI

Nurşin’de bir müddet kaldıktan sonra Hîzan’a döndü. Sonra medrese hayatını terkederek pederinin yanına geldi ve bahara kadar evde kaldı. O sırada şöyle bir rüya görür:

Kıyamet kopmuş, kâinat yeniden dirilmiş. Molla Said, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı nasıl ziyaret edebileceğini düşünür. Nihayet sırat köprüsünün başına gidip durmak hatırına gelir: "Herkes oradan geçer, ben de orada beklerim" der ve sırat köprüsünün başına gider. Bütün Peygamberân-ı İzam hazarâtını birer birer ziyaret eder, Peygamber Efendimizi de ziyarete mazhar olunca uyanır.

Artık bu rüyadan aldığı feyiz, tahsil-i ilim için büyük bir şevk uyandırır. O rü'yada mazhar olduğu bir hakikatı sonradan şöyle anladık ki: Molla Said, Hazret-i Peygamberden ilim talebinde bulunmasına karşılık; Hazret-i Resul-ü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, ümmetinden sual sormamak şartiyle ilm-i Kur'anın tâlim edileceğini tebşir etmişler. Aynen bu hakikat hayatında tezahür etmiş. Daha sabavetinde iken bir allâme-i asır olarak tanınmış ve kat'iyyen kimseye sual sormamış, fakat sorulan suallere mutlaka cevab vermiştir
(Tarihçe-i Hayat, 32, İlk Hayatı.)

Bu rü'yalar, birbirine yakın ve birkaç gün zarfında görülmüş ve Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm içinde bulunduğu cihetle, rü'ya-yı sâdıkadır. Çünkü, Hadisçe sabittir ki, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm görülen rü'yada şeytan o rü'yaya karışamıyor. Bu rü'ya-yı sâdıkadan her biri, gerçi rü'yadır, delil ve hüccet olamaz, fakat her birinin aynı mealde ittifakları, bir müjde veriyor ve Risale-i Nur’un makbûliyetine ve Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm’ın daire-i rızasında bulunduğuna bizlere kanaat veriyor. Ezcümle:

Birincisi: Risale-i Nur şâkirdlerinden Rıza görüyor: Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm, camide Ebu Bekir-is-Sıddîk Radıyallahu Anh’a emrediyor: "Çık hutbe oku" Ebu Bekir-is-Sıddîk koşarak minberin en yukarı basamağına kadar çıkar, hutbe okur. Hutbe içinde cemaate der ki: "Bu söylediğim hakikatların izahatı "Yirmidokuzuncu Söz"dedir..."

İkincisi: Risale-i Nur’un şâkirdlerinden Osman Nûri diyor ki: Rü'yamda, Şemâil-i Şerife muvafık, nuranî bir surette Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm’ı oturduğu yere dayanmış bir vaziyette gördüm. Bu anda bir sadâ geldi ki, Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm’ın bir yaveri geliyor. Kapılar birdenbire kendi kendine açıldı. Risale-i Nur nâşirlerinin Üstadı olan zat içeriye girdi. Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm, üstadımıza şefkatkârâne bir iltifat göstererek, dayandığı vaziyetten doğruldu. Ben de ağlayarak uyandım.

Üçüncüsü: Risale-i Nur şakirdlerine köşkünü tahsis eden Şükrü Efendi’dir. Rü'yada ona diyorlar ki: "Senin o köşküne Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm gelmiş." O da koşarak gidip, Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı çok nuranî ve sürurlu bir halde bulup ziyaret etmiş.

Dördüncüsü: Risale-i Nur şâkirdlerinden Nazmi’dir. Rü'yasında ona diyorlar ki: Risale-i Nur şâkirdleri îmansız ölmezler, kabre îmanla girerler
(Sikke-i Tasdîk-ı Gaybî, 21-22, Parlak Fıkralar ve Güzel Mektuplar/Sadakatta Meşhur Olan Barlalı Süleyman’ın Vazife-i Sadakatını Tamamiyle Yapan Isparta Süleymanı Rüşdü’nün Bir Fıkrasıdır.)

Bu müjdenin bir müjdecisi bir sene evvel görülmüş bir rü'ya-yı sadıkadır. Şöyle ki: Isparta’da başımıza gelen bu hadiseden bir ay evvel bir zata rü'yada (ona) deniliyor ki:

"RESAİL-İN-NUR ŞAKİRDLERİ, İMAN İLE KABRE GİRECEKLER, İMANSIZ VEFAT ETMEZLER."

Biz o vakit o rü'yaya çok sevindik
(Sikke-i Tasdîk-ı Gaybî, 102; Şuâlar, 564, Birinci Şua/Yirmialtıncı Âyet.)

İlmi tedrisen almayan ya da alamayan, fakat buna rağmen ilim adına çok büyük iddialarda bulunan kişinin artık başvuracağı tek yol kalmıştır: Kesbî olamadığına göre, ilminin vehbî olduğunu iddia etmek...

Tarihçe-i Hayat’ta Hz. Peygamber (s.a.v.)’in, Said Nursî’ye rüyasında, ümmetine soru sormaması şartıyla ilm-i Kur'an’ın öğretileceğini müjdelediği iddia edilmiştir. Said Nursî, rüyaların delil ve hüccet olmadığını belirtmesine karşın, Kur'an ilminin kendisine Hz. Peygamber tarafından rüyada verildiğini söylemektedir. Delil ve hüccete dayanmayan bir yolla, ilim -üstelik de Kur'an ilmi- öğrenilemez, elde edilemez. Elde edilen bir şey varsa da bu, ilim olarak vasıflandırılamaz. İslâm, ilim edinme yollarını, bilgi kaynaklarını göstermiştir.

Said Nursî bununla da kalmamış, hüccet teşkil etmeyen bu rüyaları, Nur Risaleleri’nin makbuliyeti (?) ve Hz. Peygamber’in bu risalelerden rızası (?) gibi büyük iddialarının da delili olarak göstermiştir. Onun bu iddiaları tıpkı, samandan bir temelin üzerine sağlam bir ev inşa ettiğini ileri süren birinin iddiasına benzemektedir.

Şimdi, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in rüyada görülme meselesini ele alalım:

O buyurmuştur ki:

"Rüyasında beni gören, (hak olarak) beni görmüştür, çünkü şeytan ben(im suretim)le hayale giremez."
(Buhārî, Ta‘bir, 10/13.)
"Beni, rüyada gören, hakikaten görmüştür, çünkü şeytan benim şeklime giremez."
(Müslim, Rü'yâ, 1/10.)

Mevdudî der ki:

Bu hadis-i şerifin izahı şöyledir: Bir kimse, Hz. Peygamber’i kendi şekli ve sureti ile görürse, gerçekten Hz. Peygamber’i görmüş olur. Çünkü, şeytana Hz. Peygamber’in şekline girerek birini aldatabilme gücü verilmemiştir. Bu açıklamayı Muhammed b. Sirin yapmıştır. İmam Buharî onun şu sözünü nakletmektedir:

"Peygamber’i rüyada görmek, kişinin onu ancak hayatında vasıflandığı sureti üzere gördüğü zaman gerçekleşir."
(Buhārî, Ta‘bir, 10/12.)
Allâme İbn Hacer, sağlam senetlerle şöyle rivayet etmektedir: Bir kimse İbn Sirin’e, "Ben rüyamda Hz. Peygamber’i gördüm deyince" ne şekilde, ne biçimde gördüğünü sorardı. O kimse Hz. Peygamber’in şekline ve şemailine uymayan bir biçim söylerse, İbn Sirin ona: "Sen Hz. Peygamber’i görmemişsin" derdi. İbn Abbas’ın tutumu ve davranışı da aynıydı. Nitekim Hâkim, senediyle bunu nakletmiştir. Doğrusu şu ki: Hadisin sözleri de bu manayı tevsik ve ispat etmektedir. Bu hadisin sahih senetlerle nakledilen sözlerinin hepsinden anlaşılan şey, şeytanın Hz. Peygamber’in şekline giremediğidir. Yoksa herhangi bir şekle girerek, insanı Hz. Peygamber’i gördüğünü zannettirerek aldatması değil
(Ebu’l-Alâ el-Mevdûdî, Resâil ve Mesâil: Meseleler ve Çözümleri, çev. Yusuf Karaca, Risale Yayınları, İstanbul 1990, 4/9-10.)

Bu konuda, birçok âlimin görüşü bu minval üzeredir. Şeyh Alâaddin der ki:

Demek ki, sahih olan rüya Resulullah’ın sahih bir nakille sabit olan suretini görmektir. Şayet, biri bu suretten başka bir surette Resulullah’ı rüyasında gördüğünü zannederse; o, Resulullah’ı görmemiştir
(Şeyh Alâaddîn, İmam Nevevî’nin Fetvalarının Şerhi, çev. Abdülbari Polat, Kahraman Yayınları, İstanbul 1988, 342.)

Bazı kimseler, "Eğer şeytanın hilesinden korunmak, Hz. Peygamber’i sadece kendi asıl şekli ile görülmesi şartına bağlı olsaydı, o zaman bu koruma, ancak sağlığında Peygamber’i görmüş olan kişiler için mümkün olurdu. Daha sonraki dönemlerde gelen kimseler, rüyalarında gördükleri şahsın suretinin Hz. Peygamber’e veya başka bir kimseye ait olduğunu nasıl bilebilirler?" diye soruyorlar. Böyle bir sorunun cevabı şudur: Daha sonraki dönemlerde gelen kimseler, rüyalarında gördükleri şahsın Hz. Peygamber olduğunu tam bir güvenle söyleyemezler. Ama, rüyalarının manasının ve konusunun Kur'an-ı Kerim ve Sünnetin bildirdiklerine uyup uymadığını kesin olarak bilebilirler. Eğer bu rüya, Kitaba ve Sünnete uygunluk gösteriyorsa, o zaman gerçekten rüyasında gördüğü kimsenin Hz. Peygamber olması ihtimali çok daha fazladır. Çünkü, şeytan bir kimseye doğru yolu göstermek için değişik şekle giremez
(Mevdûdî, Meseleler ve Çözümleri, 4/10-11.)

İmam Mazirî, bu hadisin açıklamasında şöyle der:

Bazen bir kimse hayal ettiği bir şeyi görür gibi olur. Çünkü, hayal ettiği şeyin âdeta gördükleri ile bir bağlantısı vardır. (...) Bir kimse rüyasında Peygamber’in, kendisine katli haram bir kimseyi öldürmesini emir buyurduğunu görse; bu, hayal edilen sıfatlardan olur, görülen şey değildir
(Nak. Ahmed Davudoğlu, Sahîh-i Müslim Tercüme ve Şerhi, Sönmez Neşriyat, İstanbul 1977, 10/26-27.)

ardi var

Link to comment
Share on other sites

bugunluk besdir,
gelecekde size Umniy Seid Nursinin Qurani Kerimi delik desik etme meselesini gonderecem.
baxin bu Seid Nursi pisxopat olub ya yox?
eger adam cemi cumleteni 3 ay tehsil alibsa bu ne elimdir men bilmirem?

Link to comment
Share on other sites

[b][color="#000000"]murtada2 [/color]
[color="#3333FF"]Bediuzzaman Said Nursiye atdığın bohtanlar bir yana qalsın, senin kimiler onun Islam Alemi üçün etdiyi gözelliklerin ve verdiyi tövhelerin hele temelini bele atmayıblar. Odur ki elmin çatmadığı meselelerde [color="#FF0000"]" hepe - tepe "[/color] etme.

Az copy-paste et. Elmin varsa öz ağlının mehsullarını yaz. Aşağıdakı suallarıma cavab versen gözel olardı.

[color="#000000"]1.[/color] Sen özün Risaleyi Nur oxudunmu?? Oxudunsa özün ne neticeye gelmisen.? Eger yox oxumamısansa hansı ağılın ile (belke de heç özün oxumamusan bu kitabı) burda copy-paste edirsen?

[color="#000000"]P.S [/color] Heç bilirsen ki, copy etdiyin eserciyin [color="#FF0000"]rediyyesi[/color] var??[/b][/color]

Link to comment
Share on other sites

[quote name='murtada2' post='796343' date='Jun 14 2006, 12:06 ']men size bir kitab gonderecem, orada Seid Nursinin ne geder manyak, xeste oldugunu goreceksioniz,
Kitab Turkiyede professorlar terefinden yazilib ve Sedi Nursinin butun kitablari incelenib ve netice verilib.
axmagligdan basga bir sey deyildir.[/quote]


[color="#990000"][size=4][b] 1[/size].[/color] [/b] [size=4][color="#3333FF"][color="#990000"]Ozunu muselman sayan birisi bu dunyani terk etmish bir muselman baresinde bu cur danishmaz.
Hec olmasa ozunuze hormet qoyun :angry: [/color] [/color] [/size]

Unutmayag ki,Ustad Bediüzzaman Said Nursi (Qebri nurla dolsun ) hagg dunyadaydi biz nahag dunyada.

[color="#990000"][size=4][b]2.[/b][/size][/color]Onun dushuncelerini ideyalarini qebul etseniz de etmeseniz de hec bir fergi yoxdu.Artig butun dunyada Risale-i Nur oxunur.Harun Yahyanin eserlerinde de Esrin Muceddidi Bediüzzaman Said Nursi ye genish yer verilib.

[color="#660000"][size=4][b]3.[/b][/size][/color]O'nu inkar eden insanciklerin siyasi ve milli kimliyini arashdirdinizmi?

[color="#990000"][size=4][b]4.[/b][/size][/color]Bediüzzaman Said Nursi Milliyyetce kurd olsada sizin dediyiniz o proffesorlardan fergli olarag Veteni ucun Bolsheviklere garshi doyushub, oz torpagini yad elli ishgalcilardan gorumag ucun elindn geleni edib heyatinin cox hissesini surgunde,zindanda maddi ve menevi ishgenceler altinda gecirib.

Link to comment
Share on other sites

[b][color="#3333FF"][color="#990000"]Jigoro xahish edirem son gunlerde acilmish movzularda tehgirleri ve soyuhsleri yazan yuzer baresinde tedbir goresiniz.

Eks halda bu bolume ve foruma gelmeyin hec bir menasi olmayacag.[/color][/color][/b]

Link to comment
Share on other sites

[b]murtada2[/b]

Если хочешь жить на этом форуме то тебе придется соблюдать правила. Первое- прекрати мусорить раздел копипейстами. Дай ссылку или дай атачмент. Кому интересно прочитают. Второе, прекрати оскорблять духовное лицо почитаемое мусульманами. Если есть против чего ты возражаешь, выставь конкретный вопрос и обсуждай. Иначе тема будет закрыта, а ебя за несоблюдение правил зарейтингуем или вообще забаним. Считай это устным предупреждением.

Link to comment
Share on other sites

[quote name='Source' post='797042' date='Jun 15 2006, 01:30 '][b][color="#3333FF"][color="#990000"]Jigoro xahish edirem son gunlerde acilmish movzularda tehgirleri ve soyuhsleri yazan yuzer baresinde tedbir goresiniz.

Eks halda bu bolume ve foruma gelmeyin hec bir menasi olmayacag.[/color][/color][/b][/quote]

Не беспокойтесь. Все необходимые меры будут приняты. Для начала сделано устное предупреждение.

Link to comment
Share on other sites

Murtada, de gelsin ey...
Men de baslayim Marsdaki yahudileri tehqir etmeye?
Axi oxumadigin, gormediyin, bilmediyin bir sey haqda niye danisirsan, yazirsan?
Otvecat elyisen kopi-peystlerine?
Sual-sual gedek:
Deyirsen Bediuzzaman 3 ay tehsil alib? - Bu sozun arxasinda durmaga hazirsan?

Link to comment
Share on other sites

[color="#FF0000"][b]Ведите диспут в рамках правил форума. Любое отклонение удет жестко пресечено. Я слежу за этой темой.[/b][/color]

Link to comment
Share on other sites

bunu oxu menim qardasim ve bax gor Seid Nursi neger tehsil alib!



SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM
1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI

Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde...
[b](Şuâlar, 434, Ondördüncü Şua/Bediüzzaman’ın Afyon Mahkemesi Müdafaası ve Mektupları ve Nur Talebelerinin Afyon Mahkemesinde Yaptıkları Hakikatlı Müdafaalar/Ahmed Feyzi’nin Müdafaasıdır.)[/b]

Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve hakaik-ı eşyaya ve esrar-ı kâinata ve hikmet-i İlâhiyeye vâris kılınmıştır ki, şimdiye kadar böyle mazhariyet-i ulyâya kimse nail olmamıştır
[b](Şuâlar, 542, Onbeşinci Şua/Elhüccetü’z-Zehra/Risale-i Nur Nedir? ve Hakikatlar Muvacehesinde Risale-i Nur ve Tercümanı Ne Mahiyettedir Diye Bir Takriznâmedir; Bediüzzaman Said Nursî (Bundan sonra bu kitabı Tarihçe-i Hayat şeklinde göstereceğiz), 579, Afyon Hayatı/Risale-i Nur Nedir? Bediüzzaman Kimdir?)[/b]

alelusûl yirmi sene tahsili lâzım gelen ulûm ve fünunun zübde ve hülâsasını üç ayda tahsil ve ikmal etmiştir(
Tarihçe-i Hayat, 34, İlk Hayatı.)

Evet, üç aylık bir tahsili bulunan ve kırk seneden beri Kur'an-ı Kerîm’den başka bir kitapla iştigal etmeyen, yüzotuzu Türkçe, onbeşi Arapça olan eserlerini te'lif ederken hiçbir kitaba müracaat etmediği, henüz hayatta olan kâtipleri tarafından şehâdet edilen, esasen kütüphanesi de bulunmayan, yarım ümmî bir zat
[b](Sözler, 703, Teşrin-i sâni (1950) de Ankara Üniversitesinde (...) bir konferanstır.)[/b]

(...) Medrese usulünce onbeş sene ders almakla okunan kitapları Resâil-in-Nur müellifi yalnız üç ayda tahsil etmiş
(Sikke-i Tasdîk-ı Gaybî, 78, Birinci Şua/İkinci Bir İhtar.)

Link to comment
Share on other sites

[quote name='murtada2' post='799047' date='Jun 16 2006, 17:51 ']bunu oxu menim qardasim ve bax gor Seid Nursi[size=4] neger tehsil alib![/size][/quote]

Allah seni guldursun :wow1: hec olmasa Azerbaycanca duzgun yazmagi oyren! :rolleyes:

Link to comment
Share on other sites

[color="#3333FF"][b][color="#009900"]Bismillahirrahmanirrahim.[/color]

[color="#000000"]murtada2[/color]

Deyirem ne yaxşı ki elinizde paste etmeye materialınız var. Yoxsa camaata "Emri Bil Marufu" nece örgedecekdiniz..

Hmm.. bele deyek. Yalançısan deye bilmerem, ama yalan melumatlardan istifade edirsen. Eger bile-bile (yalan olduğunu) edirsen se, Allah islah etsin. Yox eger burda haqqı örgenmek niyyetin varsa, inşaAllah qardaşlar kömek ederler.

Gelek tehsil meselesine... Deyirem ki, murtada2 qardaşın past etdiyi materiallar heqiqeten Risalei Nurda keçir. Ama bunlar Bediüzzaman Said Nursinin din tehsilinin heç de 3 ay olmamasına delalet etmir. Niye?? Niyesi ise budur:

Risalei Nurda keçen " 3 aylıq tehsil " heyatı onun(Said Nursinin) 13 yaşından sonra Doğu Beyazitde olan Şeyx Mehmet Celalinin medresesinde tehsil aldığı bir vaxtdır. " 3 aylıq tehsile " ise Quranı Xetmetdiyi ve medrese tehsilinin temeli olan elmlere yiyelendikden sonrakı dövrü ehate edir.Yoxsa sen past etdiyin kimi genclik ve ömrü boyu aldığı tehsil müddeti deyil. Bir az mentiqli olun, en azı 12 kitab yazdıran bir insanın tehsili nece ola biler ki, 3 ay olsun.??

[color="#000000"]P.S[/color] Qaldı ki, yazdığın hansısa cemiyyet üzvlüyü, xüsusi xidmet orqanın üzvlüyü ve AtaTürkle dostluğu - dediyin kimi DELİLLERLE olacaqsa buyur. Mene de maraqlıdır delillerin. [/b] [/color]

Link to comment
Share on other sites

[b]Bediuzzaman[/b] Сказал, что Nursi родился рано один весеннее утро в деревне Nurs, небольшой деревушки в провинции Bitlis в восточной Турции. Год был 1293 согласно календарю Rumi затем в использовании в Империи Тахты, то есть, 1877. Обстоятельства в которые он родился, были скромными; дом, сушеного солнечного кирпича, одно из двадцати или около того построенное против южной облицовки уклона долины на высоких Горах Тельца к югу Фургона Озера.
Даже в его рождении ребенок отображал признаки исключительные. Сказано это на поступлении в мир он поравнялся вокруг внимательно, его выглядеть довольно тревожным тем настоящим. Это было как будто он собирался говорить. Он не плакал, только что принявшее твердое решение свои кулаки. Затем они пропели вызов в молитву в его ушах и называли им СКАЗАННОЕ.
Вышеуказанная мать была названа Nuriye, и его отец, деревенский житель с небольшим-хранением земли, был Mirza. Они были Курдским семейством. Сказанное было четвертым семи детей. Два самых старших были девушками, Dьrriye и Hanim затем приходил его старшего брата, Abdullah. Сказанное следовал за двумя больше мальчиками, Mehmed и Abdulmecid, и последний раз было девушкой, Mercan.
Mirza's forbears пришел первоначально из Cizre в Тигрисе. Также узнанное как ‘Sufi Mirza, он умер в 1920's и был похоронен в кладбище в Nurs. Его серьезных стендов грубый неразрезанный камень с просто именем `Mirza травился на это. Nuriye, Вышеуказанная мать была из деревни Bilkan, три часов отдаленной из Nurs. Подобно ее мужу, она была искренней и добродетельной. Она умерла в течение Первой Мировой Войны и также была похоронена в Nurs. В течение последующих лет, Вышеуказанных должно поговорить: "Из моей матери Я узнал сострадание, и из своего отца, упорядоченности и закономерности."
Сказанное прошедшее его ранние годы с его семейством в Nurs. Длинные зимы в деревне, коротком лете на более высоких пастбищах или в садах и областях вдоль речных банков в низе долины. Короткий вегетационный период, но достаточный, чтобы удовлетворять потребности деревенских жителей. Жизнь близкая к естественному миру, в гармонии wilh ритмы и циклы, полных удивляется для знающего и отзывчивого ребенка подобно Вышеуказанному. Он был необыкновенно интеллектуальным, всегда исследуя вещи, спрашивающие и ища ответы. Годы последующие при объяснении как ученые метафоры могут вырождатьсяся в суеверие "когда они попадают в руки невежественного", он сам описавшее случай, который иллюстрирует это.
Одна ночь, в слушании банки, сталкивавшейся вместе и винтовка, увольнянная с работы, семейство спешило из дома, чтобы находить что это было затмением луны. Сказанное спросившее его мать: "Почему луна пошла подобно этому?" Она ответила:
 
" Змея глотнула это." Так Сказанное спрошенное:
"Затем почему может ли это все еще видно?"
" Змеи в небе - похожий стекло; они показывают что они имеют в них."
Сказанное только должно leam ответ истины whcn изучая астрономию несколько лет позже.
Всякий раз, когда возможность возникала, и особенно на длинных зимних вечерах, Вышеуказанных должно пойти и слушать любые дискуссии, держанные студентами и учителями medreses, то есть, религиозные школы, или цифровым религиозным. Эти дискуссии, часто о знаменитых ученых, святых, и духовных лидерах прошлого, обычно приобретали форму конкурса и дискуссии. Если любой из студентов или ученые отображали бы более интеллект чем другие, или были победоносными обсуждаемыми, он был сделан большинство другими и было признано большим уважением. Это обращался к молодому Вышеуказанному, тоже.
Кроме того, более, чем просто независимый возраженный, это было как если бы с его очень самых ранних лет, Вышеуказанных достигал для или поехал, чтобы обнаруживать путь кроме того который те вокруг него сопровожденное, как следующее, написанное некоторыми его студентами, показывает:
Сам "Наш Мастер сказал: `Когда Я было восемью или девятью лет, вопреки моей семье и все еще в окрестности, которая была приложена к Naksi tarikat and использованное, чтобы искать помощь из знаменитого фигуры ealled Gavs-я Hizan, Я обычно говорил: `O Gavs-1 Geylani!' С тех пор как Я был ребенком. если немного незначащая вещь подобно ореху терялась бы, [Я должен поговорить] `O seyh! Я сообщу Fatiha для Вас и Вы находите эту вещь для меня!' Странно и пока Я присягать, что тысячное время почтенный Seyh приходил в мою помощь через его молитвы и святой intluence. Следовательно, тем не менее много Fatihas и мольбы, которые Я произнес в общих чертах в своей жизни, после Человека Пророка (PBUH), им предлагают для Seyh-, которое я Geylani. Пока Я - Naksi в трех или четырех приветах, путь Kadiri и любовь этого преобладать во мне involuntarily. Но забота [с исследованием религиозных наук] предотвращала мое становление включался tarikat."' Хотя, как установлено здесь, Сказанное никогда не соединявшее tarikat или сопроводивший путь Sufi - он позже должен описать Sufism как неподходящий для потребностей модема возрастная, своя закрытая связь с Seyh Abdulkadir Geylani продолженное в его жизни; во многих случаях в его жизни Сказанной получившее управление и помощь через его святое влияние.
 

Link to comment
Share on other sites

genc adam.
mehz gonderdiyim deliller subut edir ki, Seid Nursi 3 ay tehsil alib, sizin yorumuz deyesen Nurcu yorumudur.
her seye don geydirmeye ehtiyac yoxdur qardasim.neye gore hegigetleri gizledek.
galdi ki, Seid Nursinin kitablarina, Nurcular ozleri etitaf edirler ki, kitablarin hamisini Seid Nursi yazmayib, telebeleri yazib ve onun adina cap edibler.
birde ilk evvel Sedi Nursinin kitablarinin cap edilmesini meshur neft kompaniyas "SELL" maliyyelesdirib,goresen neye gore?
bunuda subut ede bilerem, amma sonra Nurcular kimi deyeceksen ki, bu bele deyil eslinde beledri ve saiere.nece ki, Seid Nursinin tehsilene don geydirdin.
Nurcula ozleri, Seid Nursinin 3 ay btehsil alib bu geder kitab yazmasini, keramete baglayirlar.eger buna keramet demek olarsa?

Link to comment
Share on other sites

[color="#3333FF"][b][color="#000000"]Her şeyde qabaqdan gelmişlik edib [/color] deyirsen sen bele deyeceksen, bele edeceksen. Xeberin de var ki, atılan ittihamlara men deyeceyim terzde cavab da verilib ve sübutsuz olduqları bildirilib. Odur ki, ya show-u qurtar.Ya da yeni nelerse yaz ki, cavab tapmaq çetin olsun :)

Yaz qadası yaz. Men de bilim. Ama arada sübut da yazarsan. Yoxsa yazdıqların günlük bezi qazetlerde geden materiallara oxşayır.

Men yuxarıda sene heqiqeti dedim, qebul edib etmemeyin senin öz işindir.
Said Nursi özü kitab yazmayıb, deyib ve telebeleri yazıblar.

Adı keçen şirket Sell deyil, belke de ele şirket hec mövcud da deyil. İddialara göre(sen de iddia edirsen) Risalei Nurların çapında ve yayılmasında Shell şirketi iştirak edib. Senden istediyim ne, mene yazı yox, sübut göster.

Bediüzzaman keramet sahibi olub, mene inanmırsan [color="#FF0000"]<< Son Şahitler >>[/color] kitabını oxu. Orda öz fikirlerini bildirenler hamısı Nurçu olmayıb ki :)

[color="#000000"]P.S [/color] Men de cavanlıqda iddialarla dolu filmlere baxmışam. Ama sadece filme, Heqiqete yox....[/b][/color]

Link to comment
Share on other sites

[b]Ilk once butun tovhid ehline ESSELAMU ALEYKUM deyerek bildirim ki, meni bura menhz bu mevzuya fikir bildirmek uchun devet etdi _fedail_? Allah ondan ve Islam uchun chalishan her muselmandan razi olsun! Men burda tehqir etmeyeceyem hech bir imami ve ya evliyani, eyni munasibet de oz imamlarima isteyirem!
Menim imamlarim Ehli Beyt (esasen 12 sultan), Sehabeler ve s....[/b]
[quote name='murtada2' post='796343' date='Jun 14 2006, 14:06 ']men size bir kitab gonderecem, orada Seid Nursinin ne geder manyak, xeste oldugunu goreceksioniz,
Kitab Turkiyede professorlar terefinden yazilib ve Sedi Nursinin butun kitablari incelenib ve netice verilib.
axmagligdan basga bir sey deyildir.[/quote]
[b]Onu deyim ki
1) Her bir insan kimise tenqid, hetta tehqir de etmewk uchun kitab yaza biler!
2) Said Nursi 27 il tecridde yashadi ve bu 27 ilde Mustafa Kemal ve turkiyenin en bilikli alimleri o kitablari arashdirdilar, amma sonda hech ne tapmayib onu azad etdiler!
Risalei Nur sadece Tefsiri Quran, elm kitabidir! Orda ne mezheb, ne fiqh ne de sheri qanunlar var![/b]

Link to comment
Share on other sites

[quote name='murtada2' post='797575' date='Jun 15 2006, 16:15 ']beli menim qardasim, subut etmeye haziram.
dedlil ve subtlarla, hemde Nurcularin kitablarindan[/quote]
[b]Oz fikrin ve ozun sehv hesab etdiyin!
Subut et ki, Risalei Nurda Ahli Sunnaya uygun olmayan ne ise var!
Ahli Shie incimesin, onlara boyuk hormetim var, sadece Said Nursi bir Ahli Sunna alimi olub ve bu mezheb daxilinde yazirdi, yeqin anladiniz![/b]

Link to comment
Share on other sites

[quote name='murtada2' post='799052' date='Jun 16 2006, 19:56 ']hele size subut etmeye haziram ki, Sedi Nursi Ata Turkle elbir olub ve sonra aralari deyib
isteyirsiniz?
Sedi Nursi , hansi xususi xidmet orqaninin uzvu olub?
isteseniz he deyin[/quote]
[b]Sen Islam uchun ne etdin? Islamin imam ve ya evliyalarina bohtan atmaqla ne elde edeceksen?
Lap tutaq ki, Said Nursi dogru olmayib! Sen bunu subut etmekle meqamin artacaq? Savabin choxalacaq?
Sen bilirsen ki, o kafir olmazsa senin kafir olmaq ehtimalin choxalir!
Onu sevenlerin sayi-hesabi yoxdur, bu yazilarla kimise inandirdin, bes sonra?
-------------
Get ateislerle vurush, Xristian ve Yahudilere newyise chatdir, Islami teblig et!
Senin vezifeni men xatirlatmaliyam?
Bir olub onlara qarshi olmaqdansa, bir-birimizi qiraq? NIYE?
Senin Allahin kim? Resulun kim?
Ne ishin qalib bashqalari ile?
Kim nece olub ve ne edib? Inanma, onun yolunda getme! Kitablarinda sehv varsa emel etme!
Senim mecbur eden var? Ay insan, get Islami teblig et!
Oz fikrin ve elmin olsun! Allah hidayet versin![/b]

Link to comment
Share on other sites

Assalamu aleykum.

murtada2,

Sen heç bilirsenmi o getirdiyin menbelerin muellifleri heqiqetde kimlerdirler? Bilirsenmi, Türkiyede bezi daireler var ki, uzun müddetdir islama qarşı olmazın böhtanlarla mübarize aparırlar. Sen türkiyenin yeni ve en yeni tarixini araşdırsan sene belli olacaq ki, hemin daireler hansılardır. Ele indi de Türkiye siyasi sehnesinde onlar çox çirkin oyunlar oynayırlar. Xalqın desteyi ile hakimiyyete gelmiş bir hökumeti hakimiyyetden salmaq üçün bütün yollara el atırlar. Ne var, ne var baş nazir namaz qılır, xarici işler nazirinin xanımının başı bağlıdır ve s.

Diqqetli ol ve başqalarının elinde alet olma.

Allah amanında.

Link to comment
Share on other sites

[b][color="#FF0000"]murtada2:[/color] Eger bilmirsense bilenlerden sual et! Senin delillerin kafirlerdendir! O insanlarin siyasetlerini izah edim? Azerbaycanda "Gun" ve "Gundelik Azerbaycan" qezetleri var! Bir gun achdim, oxudum, yazmishdilar Said Nursi haqda ve tam bohtan ve tehqir dolu 2 buraxilish yazi! Sonra oxudum ki, Vahhabilik haqda yaziblar, hemin usulla! Son yazilari ise Ahli Shie haqda idi! O da bohtanla dolu!

Bu insanlarin ve teshkilatlarin fikri Islami parchalayib her parchani ayrica tenqid etmek, yani onlar Islamin butunlukde butun firqelerini, mezheblerini mehv etmek, bohtanlamaqdir!Onlar eslinde Islama qarshidirlar ve senin kimilerini de oz tereflerine chekirler!

Tesevvur et: Sen mene qarshi, men sene qarshi, ikimizde esalinde onlara ishleyeceyik!
--------------
Eger muminsense, Haqqi gormelisen! Gel bir olaq! Men Ahli Sunnayam sen Islamin hansi mezhebinden olursan ol, gel! Gel seninle bir, chiyin-chiyine olaq, dinimiz bir, Allahimiz bir! Bize kim mane olur?[/b]

Link to comment
Share on other sites

sende her seyi at kafirin uzerine ne gozel uslubdur.
sen bu filme belke baxmamisan, senin kimi NURIKLERDE deyirler ki iftiradir.Amma onun kitablarindan ve ya telebelerinin kitablarindan dedli getirirler.
sen bir bu filme bax , goruum ne anlayacagsan
(http://fethullahgulen.belgeleri.com/include.php?path=content/content.php&contentid=13)

Link to comment
Share on other sites

sen ehli sunne olsan bele danismazdin.
sen bu filme bax sonra gorum ehli sunne sehadet kelimesi haqqinda bele deyermi?
senin mudafie etdiyin FETHULLAH GULENIN en yaxin adami deyir ki,sehadetin ikinci gismi(yeni muhammeden rasulullah) shart deyil, kemal mertebesidir.
berakallah, NUrcularin sehadet kelimesiyle ne isi var.yoxsa Vatikanmi bele tapsirib.

Link to comment
Share on other sites

[quote name='murtada2' post='809974' date='Jun 26 2006, 17:54 ']sen ehli sunne olsan bele danismazdin.
sen bu filme bax sonra gorum ehli sunne sehadet kelimesi haqqinda bele deyermi?
senin mudafie etdiyin FETHULLAH GULENIN en yaxin adami deyir ki,sehadetin ikinci gismi(yeni muhammeden rasulullah) shart deyil, kemal mertebesidir.
berakallah, NUrcularin sehadet kelimesiyle ne isi var.yoxsa Vatikanmi bele tapsirib.[/quote]

Niye ki o Ehli Sunne deyil? İndi sizin fikrinizle razı olmayan sünnü deyil?

Link to comment
Share on other sites

Sedi Nursinin kitablari ele basdan ayaga dine muxalidir, eger bilmirsinizse oxuyun ve mende size yazmaga baslamisdim, amma ortaya bir iki nefer cixdi ve dediler ki, getirdiyin kitablar onlara aid deyil.
sonrada birisi cixib deyir ki,bilirsen o kitablar kimlerindir?
qardasim,menim evvel Seid NURSININ sadece 3 ay tehsilaldigi baresinde getirdiyim deliller Nurcularin meshur kitablarinda idi.3 ay tehsil alan nece olur ki,bu geder kitab yazib.
Sedi Nursi yazmayib, o kut beyin olub ve telebeleri yazib ve onun adindan yayinlayiblar.hemde ilk defe Sedi Nursinin kitablarini SHELL sirkeler qrupu cap edibneye gore?
kafirler beyem ne zamandan islami yaymaga can atiblar?
ikinci,Fethullah Gulenin ISLAMA vurdugu zerbe,xeyanet goz onunde, neye gore men xainleri ifsa etmeli deyilem.en tehlukelside odur ki,Islami iceriden yixasan,Nece ki Fethullah Gulen bunu edir.
menim ALLAHIMA VE Resuluma diz uzatan Fethullah Gulen camaati ile mubarize apariram.
menim resuluma Fethullah Gulenin sageli ve ya yaxini Ahmet Sahin iftira atib ve dil uzadib.
buna ne deyeceksiniz?
Ahmet Sahin deyir ki,sehadtin ikinci kismi (yani muhammeden rasulullah) shart deyil, kemal mertebesidir.
he buna ne deyirsen?
bele cixir ki,sehadetin ikinci kismini demeyen muselmandir he?
Fethullah Gulen ne deyir?
deyir ki, xristiyan ve yahudiler haqqinda ene ayetler sertdir, o ayetler o vaxt ucun enib,indiye aid deyil.
Menim Allahimi ve resulusorusan buna ne don geydireceksen?
Ahmet Sahin demisdir:biz ehlikitab ile amantuda ittifakimiz var.
hansi ittifak?
imanin sertlerini yaxi bilirsiniz, haradadir ittifak, Allah ashkina soyleyin.
onlar isa Allahin ogludur deyirler ve biz ise deyir ki,rebbimiz tekdir ve seriki yoxdur.
hani ittifak?
neye lazimdir Vatikana bu geder yaltaqlanmag?
yoxsa FETHULLAH GULEN GIZLI KARDINALMIDIR?

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Our picks

    •  Кровати односпальные, двуспальные и двухъярусные
    • В Азербайджане повысились цены на услуги такси: что говорят в компаниях и AYNA?
      В последнее время в стране наблюдается рост цен на услуги такси.
      Как сообщает Xezerxeber.az, водители утверждают, что фиксируется уменьшение количества автомобилей, так как машины производства 1999 и 2000 годов сняты с эксплуатации. Это, в свою очередь, также влияет на цены.
      Между тем эксперт по транспорту Ясин Мустафаев отметил, что наряду с ценой важно повышать и качество предоставляемых услуг. 
      По данному вопросу редакция также обратились в AYNA.
      Там отметили, что, согласно новым правилам, юридические лица и частные предприниматели, желающие осуществлять перевозку пассажиров на такси, должны действовать на основании соответствующих разрешений. Прежде всего им необходимо получить пропускное удостоверение и пропускную карту.
      По поводу повышения цен в компаниях по предоставлению услуг такси привели разные доводы.
      Так, в Bolt отметили, что заказы в системе формируются на основе спроса и предложения. «Просим водителей привести свою деятельность в соответствие с требованиями законодательства. В противном случае заказ со стороны Bolt не будет отправлен владельцам этих автомобилей», - отметили в компании.
      В свою очередь в Uber заявили, что окончательная цена поездки зависит от многих факторов, таких как соотношение свободных автомобилей в конкретной локации и желающих заказать такси, расстояние и продолжительность поездки, заторы. Чем меньше свободных водителей, тем выше может быть цена поездки.
      Представляем подробный видеоматериал по теме:
      https://media.az/society/1067959052/v-azerbaydzhane-povysilis-ceny-na-uslugi-taksi-video/
      • 10 replies
    • Рапродажа уходовой и  лечебной косметики от Hommlife. Все с 40-50 % скидкой!
      Эффективные средства эко-качества🤩 По очень выгодным ценам👍 
      • 4 replies
    • Открытия сухопутных границ Азербайджана не будет
      Сейчас мы видим, что с закрытием на определенный период сухопутных границ Азербайджана безопасность в стране укрепляется. В прошлом наблюдалось множество случаев, некоторые из которых были обнародованы, а некоторые - нет.
      Как сообщает АЗЕРТАДЖ,  об этом заявил Глава республики 23 апреля в выступлении на международном форуме на тему "СОР29 и Зеленое видение для Азербайджана", организованном в Университете АДА.
      "Мы столкнулись с серьезными угрозами и проблемами извне. Именно это я и имел в виду, когда говорил, что все наши потенциальные риски могут исходить из-за рубежа", - сказал глава государства.
      https://ru.oxu.az/politics/863491
        • Haha
      • 61 replies
    • И опять Помогите))
      Девочки форума....кто может откликнитесь
      все все все...мне нужна ваша помощь....
      У дочери день варенье в понедельник, меня поставщики подвели, заказала костюм  Чуи(на вайлдберис) вобщем отказали ...
      А она у меня ужасная анимешница, вобщем решила сама смастерить ей костюм , благо не очень тяжёлый ...
      У меня есть пальтишко, портниха онун астарыны дейишечек, шляпку куплю , брюки черные и сарочка есть, остаётся только два элемента, серая жилетка и короткий пиджачок, серая жилетка может у кого то от костюма остался, могу купить, или за шоколадку взять, а что делать с пиджаком? Моя портиниха отказалась((( говорит переделать нет проблем , а новый сшить нет ...
      Очень мало времени ....помогите, можно и советом...
      По магазинам не могу пройтись с работы в 6 выхожу...могу успеть только в один но только если точно знать что могу купить , что надо
      • 10 replies
    • «Переживаю за свою жизнь и жизнь своих детей...» Женщина из Баку о том, как лишилась глаза после избиения мужа – ВИДЕО
      Проживающая в Баку Анастасия Бектимирова поделилась в своем аккаунте в Инстаграм видео, в котором рассказала о произошедшем с ней домашнем насилии.
        • Like
      • 639 replies
    • Стало известно, чем болен Кадыров. Кто станет новым главой Чечни?
      Рамзан Кадыров смертельно болен, он регулярно переносит серьезные медицинские кризисы, у него панкреонекроз поджелудочной железы, а Кремль ищет замену нынешнему главе Чечни, утверждает «Новая газета Европа». По их данным, именно поэтому Кадыров часто пропадает из виду, запускает пиар-кампании и то теряет, то набирает вес. Можно ли верить этой информации? На что опирается «Новая газета Европа» в своей публикации? Что будет в Кремле и в Чечне, если Кадырову действительно придется уйти? И что известно про Апти Алаудинова, который может стать ему заменой?
      .
      • 25 replies
    • Алкоголь в Азербайджане подорожает
      Это может привести к увеличению на рынке нелегальной продукции, поэтому соответствующие структуры должны подойти к этому вопросу очень внимательно, считает эксперт.  
        • Like
      • 64 replies
  • Recently Browsing   0 members, 0 guests

    • No registered users viewing this page.
×
×
  • Create New...